Öz yeterlilik

Acı kızgın bir boğa gibidir. Onu küçük bir yere kapatırsanız iyice vahşileşir ve kaçmaya çalışır. Ama açık bir alana koyduğunuzda sakinleşir. Farkındalık, acı için duygusal bir açık alan yaratır." "Neşelen." "Bu kadar abartma." "Kendin için üzülmeyi bırak." "Her şeyi berbat etme." Tedirgin, üzgün, öfkeli ya da yalnız hissettiğinizde kafanızın içinde bu eleştirel sesleri duyuyor musunuz? Kendinize karşı yargılayıcı olmak yerine zorlu duyguları kabul etseydiniz hayatı- nız hangi noktada olurdu, hiç düşündünüz mü? Dr. Christopher Germer yıllar süren bilimsel çalışmalarında mantığa aykırı gibi görünen bir sonuca ulaştı: Hepimiz acıdan kaçınıyoruz ama acıyı kabul etmek ve utanç duymadan ve yargı- lama olmaksızın kusurlarımıza, eksiklerimize şefkatle karşılık vermek, iyileşme yolunda olmazsa olmaz adımlardır. Bu bilgece ve anlamlı kitap öz şefkatin gücüne ışık tutarken, öz şefkat çalış- malarının nasıl uygulanabileceğini gerçekçi, bilimsel ve yaratıcı stratejilerle dile getiriyor. #özşekfkat #psikoloji #sevgi

Özyeterlilik, bireyin kendi yeteneklerine ve kaynaklarına güvenerek, çeşitli görevleri başarma ve sorunları çözme becerisi olarak tanımlanır. Özyeterli bireyler, zorluklarla karşılaştıklarında motive olurlar ve başarılı olacaklarına inanırlar.

Aşk, kendimizi açmamızı, başka birine girmesine izin vermemizi gerektirir. Bu savunmasızlık bizi korunmasız ve kırılgan hissettirebilir, ancak derinlemesine bir bağlantı kurmanın getirdiği gücü deneyimlememizi sağlar. Aşk, kişisel özgürlük arzusu ile bağlılık gereksinimi arasında hassas bir dengeyi içerir.

Neden Psikolojik Danışmanlık desteği almalıyım? Bu destek benim ne işime yarayacak? Bu desteği alınca ne elde edeceğim? Gibi bir çok soruya cevap bulmaya çalıştım. Merak ettiğiniz veya sormak istediğiniz bir şeyler olursa bana aşığa yer alan Instagram adresinden ya da sitemden ulaşabilirsiniz. https://www.instagram.com/psk.dan.miracyoldas?igsh=dWJ5dTh0MnhudmFs miracyoldas.com #psikoloji #psikolojikdanışmanlık #neden #terapi

Sevmek nedir? İnsan nasıl sever? İnsan kimi, neden sever? Kendimi sevmeli miyim? Peki ya nasıl sevebilirim? Gibi birçok soruya yanıt bulmaya çalıştım. Ben Psikolojik Danışman ve Aile Danışmanı Miraç Yoldaş. Merak ettiğiniz ya da sormak istediğiniz bir şeyler olursa bana instagram adresim üzerinden ulaşabilirsiniz. :)

"Can Dostum" (İngilizce adıyla "The Intouchables"), 2011 yapımı bir Fransız filmidir. Film, gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır ve Philippe Pozzo di Borgo'nun hayatından esinlenmiştir. İki farklı dünyadan gelen bir zengin engelli adam ile ona bakmak için işe alınan bir genç adamın sıradışı dostluğunu konu alır. Özet: Film, Philippe adında zengin ve engelli bir adamın hayatını anlatır. Philippe, bir paraşüt kazası sonucu boyundan aşağısı felç olan biridir. Kendisine bakacak bir bakıcı aramaktadır ve Driss adında bir genç, iş başvurusu yapmak için evine gelir. Driss, hayatı boyunca sorunlarla mücadele etmiş, zorlu bir geçmişi olan biridir. Philippe, Driss'in enerjisi, mizah anlayışı ve içtenliğinden etkilenir ve onu bakıcısı olarak işe alır. Driss, önceleri sadece işi için orada olduğunu düşünse de, zamanla Philippe ile aralarında sıcak bir dostluk gelişir. İkisi birlikte birçok macera yaşar, birbirlerine destek olurlar ve hayatlarında yeni ufuklar açarlar. Philippe, Driss sayesinde sınırlarını aşar, hayattan zevk almaya başlar ve Driss de kendi yeteneklerini keşfeder. Analiz: "Can Dostum", dostluk, kabul, önyargıların aşılması ve yaşamın tadını çıkarma gibi temaları başarılı bir şekilde ele alan bir film olarak öne çıkar. İki farklı sosyal sınıfa ait olan Philippe ve Driss'in arasındaki dostluk, toplumsal tabuları ve ön yargıları sorgular. Film, engelli bir bireyin yaşam sevincini ve özgürlüğünü nasıl yeniden keşfettiğini, aynı zamanda Driss'in kendi potansiyelini nasıl gerçekleştirdiğini anlatarak ilham verici bir hikaye sunar. Film, duygusal anlarla birlikte mizah unsurlarını da başarılı bir şekilde kullanır. Philippe'in zorlu yaşamına rağmen mizahı ve hayata olan bakış açısı, izleyiciye umut ve neşe verir. Aynı zamanda Driss'in samimiyeti, içtenliği ve kaba bir dille olaylara yaklaşımı, filmi eğlenceli ve sıcak bir atmosferde ilerletir. "Can Dostum", iki ana karakter arasındaki kimya ve performanslarıyla dikkat çeker. François Cluzet'in Philippe rolündeki duygusal ve inandırıcı performansı, Omar Sy'nin Driss karakterine getirdiği canlılık ve enerji, filmi izleyicilere aktarmada büyük rol oynar.

Leyla ile Mecnun dizisinde Mecnun'un söylediklerini önce size hatırlatıp üzerine de bir şeyler söylemek istedim keyifli dinlemeler :) "Herkes gitti, ve belki de bir daha hiç dönmeyecekler. Bu hayat bana şunu öğretti ki, giden geri dönmüyor. Dönse de, eskisi gibi olmuyor. Hepiniz hayatımdan geçtiniz. Bana kattıklarınız, öğrettikleriniz, dostluklarınız için sonsuz teşekkürler. Dışarıda akıp giden bir hayat var biliyorum, ama ne yapsam o hayata dahil olamıyorum. Eğri duruyorum her yerde. Başkaları yapınca tecrübe dediklerine, ben yapınca hata dediler. Başına gelen her zorluğa kafa tutabilenlerden değilim. Denedim ama olmadı, yapamadım. Haklıydın Metin Amca. Dünya değişti, ve biz kaybettik. Madem öyle, ben de geçmişe giderim. Bir ekranın karşısına oturur gibi oturur, tüm yaşadıklarımı tekrar tekrar, tekrar tekrar, tekrar ve tekrar izlerim. Çünkü biliyorum ki bir zamanlar mutluydum. Hepimiz çok daha mutluyduk o zamanlar. O mutlu anları yeniden yaşayamasam bile, yeniden hatırlamak isterim. Kimi hayatı dolu dolu yaşar, kimisi de benim gibi geçmişe takılır ve hatıralarda yaşar. Gelecekte yerim yok, ben geçmişe aitim. Ben, Mecnun Çınar. Ben bu oyunu... Denedim ama bozamadım."

Merhabalar ben Psikolojik Danışman Miraç Yoldaş, bugün doğum günüm olması sebebiyle böyle bir podcast çekmek istedim ayrıntılar ve sormak istedikleriniz için miracyoldas.com adresinden sorabilirsiniz

Dr. Davis "İyi Hissetmek" kitabında yer alan 'Üzüntü Depresyon Değildir' bölümünü sizler için seslendirdim. Bazı duyguları yanlış yorumluyor olabiliriz. burada üzüntüyü depresyon diye yorumlamamız gerektiğinden bahsedilmiştir.  instagram: @my.psikoloji  seslendiren: PSk.Dan. Miraç YOLDAŞ

Çarpık çizgiler, Netflix’te yayınlanan psikolojik gerilim türündedir. İspanyol yapımı olan film 1979 yılında İspanyol bir yazarın aynı isimde yazdığı kitabından uyarlamadır. Filmimiz bir cinayeti araştırmak için akıl hastanesine giren özel bir dedektifin yaşadığı sıradışı olayları gözler önüne sermektedir ya da filmin başında seyirciler olarak bize anlatılan bu duruma inanmaktayız ama gerçek çok daha farklı ve kırılgandır.