Allah Teâlâ’nın Kur’an’da kadınları muhatap aldığı birçok ayet vardır. Allah Teâlâ tarafından övülen kadınlardan biri olan “Firavun’un karısı”Müzahim kızı Asiye dir.Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu; “Erkeklerden kemale ulaşanlar yaninda Kadınlardan kemale ulaşanlar ise Firavun’un karsı Asiye, İmran kızı Meryem ve Huveylid kızı Hatice’dir.”Hz. İsa gibi büyük bir peygamber “Meryem oğlu İsa” olarak anılmış, Nisa (kadınlar) Suresi ve Meryem Suresi adıyla müstakil sureler yer almış, kadınlar üzerinden bütün insanlara örnekler verilmiştir.
Kadınlar, birer şefkat âbidesidir. Başta çocuklarına karşı sergiledikleri şefkat, aynı zamanda Nur mesleğininin de bir esasıdır. “Acz”, “fakr”, “şevk” ve “şükür”den sonra, “tefekkür” tedebbür, teemmül ve bir de “şefkat”. Bunlar, adeta imanın altı rüknü gibi, imana ve Kur’an’a hizmet mesleğinin altı rüknüdür; şefkat de onlardan bir rükündür.
Kadınlar, şefkat kahramanlarıdır. Şefkat, Cenâb-ı Hakk’ın Rahmâniyet ve Rahîmiyet’ine mazhariyetin ifadesidir. Bu da dünya ve ukbâda, Cenâb-ı Hakk’ın, bütün mahlukâtı re’feti ile, utûfeti ile -kucaklama tabiri caiz ise- kucaklaması, himaye etmesi, sıyânete alması demektir. Evvelâ onlar, böyle bir mazhariyetlerini, yüksek mazhariyetlerini sergilemiş oluyorlar.
Başkalarına karşı şefkatli olmak çok önemlidir. Kimde olursa olsun, şefkat mühimdir; fakat tâife-i nisâda, bu, müzâaf, hatta mük’ab şekilde vardır. Kadınlar, başta çocuklarında bunu gösterirler; dünya kadar meşakkate hayatlarının sonuna kadar katlanirlar
Şimdi bu dönemde, kadınlar öncelikle kendi evlatlarına, kendi yakınlarına yönelik o şefkat hislerini, şefkat potansiyellerini bu defa -bir yönüyle- diğer kardeşlerine, mü’min kardeşlerine kullanma için âdetâ yarışıyorlar.
Kur’an’ın temel disiplinleri ile, düsturları ile onlar da mücâhede ediyorlar.. nefislerine karşı mücâhede ediyorlar.. din-i mübîn-i İslam’ı neşretme adına mücâhede ediyorlar… Bir araya geliyorlar sohbet-i Cânân ile vakit geçiriyorlar, imanlarını yeniliyorlar.
Eşinden/çocuklarından koparılan, hapse atılan veya ıssız bir yerde aile birleşimi bekleyen ya da kendisi nispeten emniyette olsa da bütün elemleri gözyaşlarıyla paylaşıp muavenet-yardimlasma amaçlı vesilelerle imdada koşmaya çalışan günümüzün mazlum ve mağdur kadınları, Hazreti Hatice, Âişe ve Hâcer gibi validelerimizin temsilcileridirler; Allah onları da zayi etmeyecektir; onların katlandıkları mağduriyetlerin ve yaptıkları iyiliklerin de hiçbiri boşa gitmeyecektir inşaalah.
Kadın evliyâ`nın büyüklerinden Râbia-i Adviyye Tâbiînden ve hanım evliyanın büyüklerindendir. 714-796 yıllarında Basra’da yaşadı.Hazret-i Râbia, çok oruç tutardı. kıldığı her namazı; “Bu benim son namazımdır” diye huşû ile kılar! hep Allahü teâlâyi zikirle ve tefekküre ibadetle ile meşgul olurdu.
Hz Râbia'nın kıymetli sözlerinden bazıları:
“İşlediğiniz günahları gizlediğiniz gibi, yaptığınız iyilikleri de gizleyin.”
“Sabır insan olsaydı, çok kerîm olurdu.!
“Marifetin (Allahü teâlâyı tanımanın) alâmeti, her an O’nu hatırlamaktır.”
“Kul Allahü teâlânın sevgisini tattığı zaman, Allahü teâlâ o kulunun kusurlarını kendisine gösterir. Böylece o, başkalarının kusurlarını göremez olur. “
“Bir kimse; “Yâ Rabbi! Benden râzı ol dedi. “Bunu gören hazret-i Râbiâ;” Kendisinden râzı olmadığın (kaza ve kaderine rızâ göstermediğin) bir Zâtın ya’ni Allahü teâlânın, senden râzı olmasını istemeğe utanmıyor musun?” dedi.
Çok defa şöyle derdi: “İstiğfâr etmekle kurtulduk sanıyoruz. Halbuki istiğfârımız da (kusurlu ve şartlarına uygun olmadığı için) bir başka istiğfâra muhtaçtır. “
Allah’a ne cehennem korkusu ne de cennet sevgisiyle ibadette bulunurum. Eğer korkudan dolayı amel işlersem kendimi kötü bir ücretli sayarım. Ben O’na aşk ve şevkimden dolayı ibadet ederim” demiştir
Bu programda Hz Rabia'nın meşhur seher duası ve Hanım Sahabilerin isimleri ile Dua ve Alvarlı Hz nin Nenni Muhammedim Kasidesini okunacak
More episodes from "ZAKİRİN"
Don't miss an episode of “ZAKİRİN” and subscribe to it in the GetPodcast app.