
0:00
14:25
Bu bölümde, Londra'daki ilk ecstatic dance deneyimimden yola çıkarak bedenli varoluşumuz üzerine düşünmeye başlıyorum. Batı felsefesi geleneğinin göz ardı ettiği bedene Nietzsche eşliğinde meydan okumanın yollarını araştırırken dansı salt fiziksel bir aktivite olarak değil, yaşamı kutlayan varoluşsal bir duruş olarak ele alıyorum.
Tüm bölümler ve daha fazlası için podbeemedia.com'u ziyaret et!
------ Podbee Sunar -------
Bu podcast reklam içermektedir.
Weitere Episoden von „Felsefenin İzinde“



Verpasse keine Episode von “Felsefenin İzinde” und abonniere ihn in der kostenlosen GetPodcast App.







